Duygusal Zeka

Son yıllarda, İngiliz Dili Öğretimi, öğrencileri daha iyi anlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için psikoloji ve nörolojiden doğan çesitli model ve yöntemleri alıyor ve uyarlıyor. Duygusal Zeka ya da EQ (Emotional Quitient-Duygusal Katsayı) kuramı esasında 1970-1980lerde geliştirildi; fakat 1990ların ortasında Daniel Goleman tarafından popüler hale getirildi. İş dünyasında, EQ, insan kaynakları planlama, işe alma, yönetim ve müşteri ilişkilerinde bir araç haline geldi.

Neden Duygusal Zeka?

EQ’u destekleyenler geleneksel zeka kavramlarının çok dar olduğunu ve başarının, davranış ve şahsı göz ardı eden IQ’dan daha fazlasını gerektirdiğini savunurlar. Akademik başarıya eşdeğer toplumsal beceriler eşlik etmek zorunda değildir. EQ, her ikisininde bireylerin çeşitli kabiliyetleri ve değeri olduğunu kabul ettiği Multiple Intelligence (Çoklu Zeka) teorisini bütünleyici olarak hareket eder. EQ, başarının, kişinin kendi ve diğer insanlarının duygularını farketmesi, kontrol etmesi ve yönetmesi gerektiğini savunur. Goleman EQ’nun 5 alanını şöyle tanımlar:

  • Öz-bilinç. Bu kendi hislerimizi tanımak ve adlandırmak ile ilişkilidir. Duygusal zekaya sahip olma kişinin beynindeki düşünme kısmı ve hissetme kısmı arasında bağlantı kurması sağlar.
  • Motivasyon. Bu kötü sınav sonucu gibi başarısızlıklara karşın yola devam edebilmeniz ile ilişkilidir. Eğer sürekli mükemmelleşmeyi hedeflersek motivasyon kaybetmek çok daha kolaydır.
  • Öz denetim. Bu duygularımızı idare etme tarzımız ile ilişkilidir. Sadece dugygularımızı adlandırabilmekle kalmayıp, aynı zamanda bizim ve diğerlerinin hayatlarını olumsuz bir şekilde etkilemeden onlar için bir şey yapabilmemizdi.
  • Empati. Bu diğer insanların duygularını okuyabilmek ile ilişkilidir. Empatiye sahip kişiler ilişkilerinde başarılı olmaya daha yatkındırlar. Evde, işyerinde ya da eğitimde empatinin olumlu etkileri vardır.
  • İlişkilerde ustalık. Diğer insanların hislerini sezebilmeniz ve onları uygun biçimde idare edebilmenizdir.

EQ aynı zamanda kendi hislerinizi ve dürtülerinizi kontrol etmede, kendinizi kontrol etmede ve empatinizi ve toplumsal becerilerinizi geliştirerek usta haline gelmenizi de içerir.

Duygusal Zeka ve İngilizce Eğitimi

EQ’nun davranış kalıplarını anlama ve değerlendirme yollarını sağladığı ve böylece hem örgütsel hemde kişisel gelişim ile ilgili olduğu söylenir. Eğitimde ise, kuruluşlara, öğretmenlere ve öğrencilere uygulanan bir kavramdır. Faydaları şöyle özetlenebilir.

  • Endişe ve depresyonu önleme.
  • Akademik başarıyı arttırma.
  • Gelecek hayat için kalıplar kurm.
  • Tüm deneyimleri herkes için daha tatmin edici ve eğlenceli hale getirme.
  • İşverenler tarafından rağbet gören becerileri geliştirme.

Dil sınıfında duygusal zekaya yer verilmesi, duygusal okur yazarlığın ayrıca düşünülmesi yada duyguların ikinci dilde ifade edilmesi demektir. Bu yüzden, öğretmenin sadece uygun sınıf teknikleri üzerinde değil aynı zamanda dilin belirli alanları üzerinde de yoğunlaşması gerekir.

Sınıf Yönetimi ve Öğretme Teknikleri

  • Derse başlama teknikleri öğrencilerin birbirlerini tanımasına ve eğer konu alanıyla ilgililerse derslere ilgilerinin artmasına yardımcı olur.
  • İlginin devamını sağlamak ve öğrenmenin farklı yaklaşımları ve bireysel öğrenme tarzlarına izin vermek için çeşitli etkinlikler.
  • Rol yapma ve taklitler dikkatlice oluşturulmalı ve gerçek dünyayla ilgili olmalı.Öğrencilere rehberlik edilmeli ve rollerine uyum sağlamaları için zaman tanınmalı. Yönlendirilmiş fantezi ve drama teknikleri bu süreçte kullanışlı araçlardır.
  • Grup çalışması işbirliğini teşvik eder. Grup düzeni sıklıkla değiştirilmelidir çünkü duygusal zekaları yüksek öğrencilerin birlikte çalışma eğilimi vardır, fakat duygusal zeka aynı zamanda örnekle de öğrenilebilir.Etkinlikler, bütün katılımcıların katkıda bulunacağı ve aynı sonucun alınacağı şekilde düzenlenmelidir.
  • Proje çalışması.Öğrenciler çoğu zaman rekabetçidir.Grubun değerlendirilen ve değerlendirilmeyen projelerin tamamlanması da işbirliğini teşvik eder.
  • Performans hakkında geri bildirim sağlama ve beklenileni açıkça belirtme.Geribildirim belirli, nesnel ve performansın öğrencinin değiştirebileceği bir yönüne yoğunlaşmış olması gerekir.
  • Ödevler hakkında ve öğrencilerin ödev yaparken ne hissettikleriyle ilgili geribildirim alma.
  • Beyin fırtınası ve tartışma bir konu üzerinde bilgi ve düşünceleri paylaşmayı teşvik eder.

Duyguların dili

Burada öğretmenin görevi, duyguların ifade edilmesini mümkün kılan dile dikkati çekmektir.Bu dil temel olarak birkaç ana fiil, çok çeşitli sıfatlar ve kipliklerin kullanımından oluşur, fakat en iyisi işlevlerinin vurgulanmasıdır:

  • İnsanları adlandırmaktansa (sen duyarsızsın) duyguları adlandırmak (sabırsız/incinmiş/buruk hissediyorum).
  • Düşünceler (…gibi hissediyorum/…-mış gibi hissediyorum /…hissediyorum) ve duygular arasında ayrım yapma.
  • Duygular için sorumluluk alma (‘kıskanıyorum’ a karşı ‘sen beni kıskandırıyorsun’).
  • Duygulara saygı duyma (…yapsam nasıl hissederdin/…yapmasam nasıl hissederdin).
  • Empati gösterme (Anlıyorum/ kabul ediyorum/ fark ediyorum).
  • Olumlu olma (Ne daha iyi hissetmeme yardım eder?).
  • Tavsiye etme (yapmalıyım/ yapmalısın) yerine önerme (yapabilirim/ yapabilirsin).
  • Zorunluluklar (yapmak zorundayım/zorundasın) yerine istek ve ihtiyaçları (yapmalıyım-yapabilirim-yapmam gerek-yapmak istiyorum/yapmalısın-yapabilirsin-yapman gerek-yapmak istiyorsun) dile getirme.

Duygusal zeka ayrıca, güçlü tavsiye, emirler, kontrol, eleştiri ve yargılamayla ilgili olan dilden kaçınılmasını önerir.

Kurum

Duygusal zeka, bir yönetici yetiştirme aracı olarak benimsenmiştir; ve bu haliyle eğitimsel yönetim ve idarede kullanışlıdır. Kurum, duygusal zekaya yer veren bir ortam yaratmakta önemli bir role sahiptir. Bunun çoğunluğu bir kimlik, güvenlik ve değer hissi oluşturmakla ilgilidir:

  • Bağlılık-okula veya üniversiteye ait olma duygusu.
  • Temin edilme-diğerlerinin de belli deneyimleri zor bulduğu duygusu.
  • Birleştirme-arkadaşlıkların kurulmasına imkan sağlama.
  • Oryantasyon-öğrencileri neyin mümkün olduğu ve ne yapabilecekleri hakkında bilgilendirme.
  • Eğitim-çalışma kabiliyetleri, zaman yönetimi ve stresin azaltılması konularında geliştirilme.
  • Bütünsel yaklaşım-akıl ve vücut- sporlar, dinlenme, kültürel etkinlikler, klüpler ve topluluklar.

Duygusal Zeka, Diğer Modeller ve Kuramlar

Duygusal zeka ve diğer kuramlar arasında birbirine alternatif olmaktan çok birbirini tamamlayan kişisel gelişmeye yönelik model ve yöntemler arasında açık ve net bağlantılar vardır:

  • İşlemsel Analiz (Eric Berne) öğrencilerle etkileşimde kullanılabilen üç rolü (ebeveyn-yetişkin-çocuk) belirleyen bir psikoloji kuramıdır.
  • Çoklu Zeka Kuramı (Howard Gardner) farklı zeka türleri olduğunu ileri süren ve öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına dikkat çeken bir psikoloji ve eğitim kuramıdır. Howard Gardner duygusal zeka ile ilgili yaplıan ilk çalışmalara katılmıştır.
  • NLP (Neuro Linguistic Programming (Richard Bandler ve John Grinder) Akıl, dil ve algı arasındaki ilişkiyi anlatmaya çalışan ilkeler ve modeller topluluğudur. Davranış ve öğrenim, başarıya ulaşmak için kullanılan farklı yöntemlerle değiştirilebilir. EQ ve NLP kavramları arasında çok sıkı bir bağlantı vardır, ve her ikisinin de öğretiminde pekçok ortak teknik kullanılır.
  • Johari Window ( Joseph Luft ve Harry Ingham) İnsanlara kişilerarası iletişimlerini ve ilişkilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmada kullanılan mecazi bir araçtır.
  • Maslow Hiyerarşisi (Abraham Maslow) İnsan ihtiyaçlarının düzeylerini belirleyen bir dürtü modelidir. Hiyerarşinin alt tabakaları EQ’yu desteklerken,“kendini gerçekleştirenler” genellikle yüksek bir EQ’ya sahip olurlar.

Sonuç

Toplumdaki değişiklikler duygusal zeka gelişimini etkiliyor. Duygusal zeka ilk olarak çocukluk dönemi ve gençlik yıllarında gelişiyor. Araştırmalar gelen bir sonraki neslin duygusal anlamda daha az duyarlı olduğunu göstermektedir. Bunda aile yapısındaki değişiklikler, eğitimde ailenin rolünün azalması, değişkenlikler, teknolojinin etkisi gibi faktörlerin payı vardır. Sebepler ne olursa olsun, duygusal zekanın gelişmesi ilköğretimden üniversite düzeyine kadar tüm öğretim programlarında önem kazanmaktadır.

Translation by Funda Çetin and Ayşe Goçer

Share on Facebook Share on Twitter
Related Posts